ABD’deki sıhhat çalışanlarının en büyük örgütü olan AMA’ya (American Medical Association) nazaran bu ülke hekimlere yönelik akınlarda başı çekmekte. Kurumun verdiği sayılara nazaran 2011 ila 2018 ortası hekimlere yönelik ataklar yüzde 67 artmış. Kovid salgını sonrası ise taarruzlar yeterlice çoğalmış ve hekimlerin dörtte biri bir biçimde taciz edilmiş. Sıhhat işçilerinin yüzde 38’i ömrü boyunca en az bir kez atak amacı olmuş.
ABD’de hastane akınları yoğunlaştı
ABD’DE HEKİMLERE TAARRUZ SAYILARI KORKUNÇ
ABD Çalışma Bakanlığı’na bağlı “Bureau of Labor Statistics” isimli kuruluş ABD’de sıhhat kesiminde çalışanların atağa uğrama riskinin öbür bölümlerin 5 katı olduğunu söylemekte.
“American College of Emergency Physicians” isimli hastanelerin acil servis tabiplerini temsil eden kurum ise bölümde hekimlerin yüzde 47’sinin taarruza uğradığını ve bu olayların yüzde 97’sinde saldırganın şahsen hastanın kendisi olduğunu belirtmekte. NBC Televizyonu’nun 2020 yılında yaptığı bir araştırmada hekim ve hemşireler en azından acil servislerde çok sıkı güvenlik tedbirleri alınmasını ısrarla istemekteler ve şikâyetçiler. Bu bahiste iki yasa önerisi ABD Kongresi’nde hala görüşülüyor. ABD sıhhat işçilerinin umudu iki teklifin birleştirilmesi ve Demokratlarla Cumhuriyetçilerin anlaşıp bu maddeyi süratle geçirmeleri.
Silah ve bombalarla hastaneyi yıktı müebbet yedi
ABD, dünyada Kovid 19 ile ilgili komplo teorilerinin en yaygın olduğu ve bu hususta çağdaş tıp bilimine ve sıhhat dalına en sert tenkitlerin yapıldığı ülke olarak biliniyor. Bunda Kovid 19’un nereden yayıldığı konusunda hakkında hâlâ tam olarak sonuçlanmamış tartışmaların varlığı ve salgında devlet ve özel şirketlerin rolü hakkındaki görüş ayrılıkları değerli rol oynamakta.
ABD’DE SİLAHLI HASTANE BASKINLARI SIRADAN OLAY
Geçtiğimiz Cuma günü ABD’nin bu alandaki yetkilisi Dr. Anthony Fauci’ye mevt tehditlerinde bulunan biri 3 yıla mahkûm oldu. Lakin hekimlere hücumların büyük çoğunluğu Kovid 19’la ilgili değil. Geçtiğimiz Haziran ayının başında Oklahoma Tulsa’daki hastane hücumunda 5 kişi öldü ve nedeni bir hastanın kendisine bir müddet evvel yapılan ameliyatı beğenmemesiydi. Ağrılarından şikâyet edip hastaneyi tekraren telefonla tehdit eden 45 yaşındaki Michael Louis, kendisini ameliyat eden operatörü öldürürken olayda bir tabip, bir resepsiyon vazifelisi ve sırasını bekleyen bir hasta da kurşunlarının gayesi oldu. Saldırgan daha sonra kendini öldürdü.
Oklahoma Eyaleti Tıp Derneği’nden Dr. David Holden hücumların yıllardır devam ettiğini, artık neredeyse bunu kanıksadıklarını lakin son yıllarda şiddetin arttığını ve giderek makul amaçlara yöneldiğini tabir ediyor.
Tulsa Belediye Lideri “Hastaneler ve sıhhat merkezleri kutsal yerlerdir. Buralar sıhhat kahramanlarının her gün binlerce insanın canını kurtardıkları yerlerdir, salgın müddetinde bu ülkede halkı korumak için en çok çalışanlar sıhhat emekçileridir” halinde konuştu.
“Federation of American Hospitals” Lideri Chip Kahn dalın yansılarını lisana getirirken “Hastalar ve sıhhat işçileri tıp merkezlerinde kendilerini inançta hissetmeye layıktırlar. Kongre bir an evvel hususla ilgili tasarıları yasalaştırmalıdır” dedi. Amerika’da gerek şahsî nedenlerden, gerek aşı aksiliğinden tabiplere yönelik taarruzlar yoğunlaşmışken kürtajı yasaklayan Yüksek Mahkeme kararı tansiyonu daha da arttırdı. Bayanların kürtaj hakkını savunan hekimler ve bilhassa jinekologlar Amerika’da kendilerini dışlanmış ve ötekileştirilmiş hissediyorlar.
Tulsa saldırısının faili
AŞIRI SAĞ VE TROLLER TABİPLERE KARŞI
ABD’de popülist çok sağ toplumsal medyada trolleri kullanarak tabiplerin üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor. Çok sağın Alex Jones üzere tanınmış trolleri bir yandan insanları hekimlere karşı kışkırtırlarken, bir yandan da medyaya yansımış ve TV’lerde herkesin canlı izlediği tüm atakları bile “Demokratların komplosu” olarak damgalamaktan çekinmiyorlar. Çok sağ, tabiplerin maksat olduğu akınların değerini inkâr ediyor, bunları ateşli silahları yasaklamak için mazeret arayanların abarttıklarını söylüyor. Öte yandan çok sağ ideolojinin ağır tesiri altında bulunan Amerikan polisinin tabipleri korumak için kâfi tedbir almadığı biliniyor.
Tulsa hastane baskınının bir gibisi de geçen sene Minnesota Buffalo’da yaşandı ve olaydan sonra medya polise ağır suçlamalarda bulundu. 9 Şubat 2001’de Gregory Paul Ulrich isimli biri silah ve bombalarla hastane bastı. Olayda bir sıhhat işçisi öldü, üçü ağır yaralandı hastane bombalardan ağır hasar gördü. Katil olaydan sonra teslim oldu.
Tulsa’da akına uğrayan hastane
Buffalo hastane baskınının nedeni saldırganın morfin özellikleri taşıyan Opioid ilaçlara olan bağımlılığı formunda açıklandı. Ulrich’e bir operasyon sonrası bu haplar verilmiş lakin daha sonra hasta çok doz kullanmaya başlayıp acile kaldırılınca reçeteler kesilmiş. Ulrich hastaneyi hava uçurup tabipleri öldürmeye karar verdikten sonra tekraren tehditte bulunmuş. Hastanenin şikâyetlerine ve polisten ısrarla tedbir istemesine karşın aldıran olmadığı üzere polis o periyotta saldırgana silah ruhsatı bile vermiş. Geçtiğimiz 18 Haziran 2022’de ağırlaştırılmış müebbet mahpusa mahkûm olan 68 yaşındaki Ulrich mahkemede hastaneye ziyan vermek maksadını kabul edip öldürme kastının olmadığını belirtti ve hatası ağrı kesici hap talebi yerine getirilmediği için işlediğini söyledi.
Opioid ilaçlar ABD’de vahim bir sorun. ABD’de “Purdue Pharma” üzere ilaç şirketlerinin para kazanmak için bağımlılık yaratıcı özelliklerini gizleyerek piyasaya sürdükleri OxyContin skandalı son yılların ABD gündeminde en çok tartışılan bahislerden biridir. Bu skandal çerçevesinde para kazanmak için önüne gelen herkese, tıbbi nedenler olmaksızın bol bol reçete yazan hekimlerden da çok sayıda tutuklananlar olmuş. ABD’de ağrı konusunda uzman olan tabiplerin üçte ikisinden fazlası hapçılardan mevt tehditleri almakta. ABD’nin yabanî kapitalizminde her şey parayla değerlendirildiğinden sıhhat işçilerine hürmetin giderek azaldığı görülüyor.
Tulsa katliamında ölenler
LİBERALİZM DOKTORA SAYGIYI SIFIRLADI
ABD’de hekimlere şiddetin çok yaygın olduğunu belirten ünlü Mayo Kliniği’nin profesörlerinden Dr. Michael Hooten “düşük seviyede tehditler ve o seviyede sonuçlanan olaylar duyulmuyor bile, zira medyaya yansımıyor” biçiminde konuşuyor.
Yaşamında yalnızca ABD’ye gitmiş, bu ülkeleri birbiriyle karşılaştırma imkanı bulamamış ve ABD’yi model olarak gösteren ağır propagandaya kapılmış olanlar bu ülkeyi ve halkını uygar, rafine ve barışçı sanabilirler. Türkiye’de de parası çok, kültürü az kısımlarda ABD hakkında çok olumlu ön kabullere sahip olanlar epey var. Tabipler ortasında da bu yanılgıya düşenler oluyor. Fakat son yıllardaki gelişmelerden de anlaşılıyor ki ABD hiç de onların sandığı üzere değil.
Saldırıya uğrayan Buffalo hastanesi
Türkiye’den Meksika sonuna kadar gidip oradan kaçak olarak ABD’ye girmeye çalışanlar ortasında bir kısım medyanın sav ettiği hekimler da varsa en azından bu riskleri evvelce bilmeliler.
Kayahan Uygur