Eski AK Parti milletvekili Mehmet Metiner, Tokat’taki 30 Ağustos resepsiyonunda yaşananlar üzerine darbe ihtarında bulundu. Metiner, ‘Hep FETÖ üzerinde odaklanıp asıl öteki damarı görmezlikten gelmemiz isteniyor.’ tabirlerini kullandı.
‘Fotoğrafı görünce inanamadım’
Mehmet Metiner, Yeni Şafak Gazetesi’ndeki köşe yazısında, Tokat’taki 30 Ağustos resepsiyonu ile ilgili şu sözleri kullandı;
“O fotoğrafı gördüğümde evvela inanamadım. Eski Türkiye’ye ilişkin bir fotoğraf sandım. Yahut 15 Temmuz öncesine ilişkin. Sordum-soruşturdum. Meğerse günümüze aitmiş. Bir ay öncesine. Tokat Valiliği’nin düzenlediği 30 Ağustos merasiminde yaşanmış bu olay. Ancak nedense olay medyaya yansımamış. Yahut birileri üstünü örtmeye çalışmış. İkincisi de en az birincisi kadar kabul edilemez bir cürümdür.”
‘Meydan okuma manasına gelir’
“Valilik bir temsil makamıdır. Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın şahsında devleti temsil eden kişidir vali. Onun elini taammüden sıkmamak, onun şahsında alenen seçilmiş otoriteye saygısızlığın ötesinde meydan okuma manasına gelir.”
‘Kesinlikle münferit bir olay değil’
“Bu olay kim ne derse desin münferit bir hadise değildir. Başka rütbeli subayların da o en öndeki kumandanla birlikte hareket ettikleri açıkça görülüyor. Lakin bence asıl değerlisi, ordu içinde bu türlü bir damarın hâlâ varlığını sürdürdüğünün görülmüş olmasıdır. Sorun münferiden Tokat’la ilgili düşünülürse asıl sorun gözden kaçırılmış olur. Bunun ileride yol açacağı sonuçlar da elbette vahim olur.”
‘FETÖ üzerine odaklanıp darbeci damarı görmemizi istemiyorlar’
‘Hemen o birileri “damar”dan kastımın FETÖ olduğunu söyleyeceğimi varsayabilir. Bence sürüklenmek istediğimiz asıl tuzak da bu işte. Daima FETÖ üzerinde odaklanıp asıl öbür damarı görmezlikten gelmemiz isteniyor. Yahut FETÖ ile uğraş ismi altında o başka damara iktidar alanının açılması… Detayına girmenin yeri burası değil. FETÖ’den evvel de hangi damarın hangi saiklerle yahut ideolojik mülahazalarla kendini rejimin sahibi yahut bekçisi sayıp müdahale hakkını kendinde bulduğunu düşünecek olursak ne dediğim anlaşılır. O damarın malum dış ve iç odaklar tarafından tekrar organizeli bir biçimde harekete geçirilmeyeceğine inanmak yahut artık bu cins bir meydan okumanın yaşanmayacağını varsaymak ham hayalcilikten öte bir şey değil. Şayet mevcut siyasi seçilmiş otorite buna inanmış yahut inandırılmışsa yandığımızın resmidir.’
Mehmet Metiner’in yazısının tamamını okumak için tıklayınız…
İşte resepsiyonda yaşananlar